Dil ve Konuşma Terapisi

  • AFAZİ

1- Afazi Nedir?

Afazi, dilin algılanmasını, üretilmesini, okunmasını ve yazılmasını etkileyen nörolojik kökenli edinilmiş bir dil bozukluğudur. Bu bozukluk, genellikle beynin dil işlevlerinden sorumlu sol yarımküresindeki hasar sonucu ortaya çıkar. Afaziye neden olan başlıca durumlar arasında inme (felç), travmatik beyin hasarı, beyin tümörleri, enfeksiyonlar ve nörodejeneratif hastalıklar (örneğin Alzheimer hastalığı) bulunur (ASHA, n.d.; NIDCD, 2020).

Afazi, sadece konuşma bozukluğu değil, bir dil bozukluğudur. Bu nedenle, konuşmanın yanı sıra okuma, yazma, işitsel anlama ve hatta jest-mimik kullanımı gibi iletişimin diğer yönlerini de etkileyebilir (Goodglass, Kaplan, & Barresi, 2001).

2- Afazinin Özellikleri Nelerdir?

Afazili bireylerde dilin farklı yönlerinde bozulmalar görülebilir. Bu bozulmalar, hasarın beyindeki yerine ve şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterir. Afazinin başlıca özellikleri şunlardır:

  • Spontan Konuşma Bozuklukları: Hastalar, konuşurken kelime bulmakta zorlanabilir veya cümleleri eksik ve tutuk bir şekilde kurabilir. Özellikle Broca afazisinde bu durum belirgindir (Brookshire, 2015).
  • İşitsel Anlama Güçlüğü: Wernicke afazisinde görülen bu durumda, hastalar başkalarının söylediklerini anlamakta güçlük çekerler (Kertesz, 2006).
  • Tekrarlama Sorunları: Hastalar, kendilerine söylenen kelime veya cümleleri tekrarlamakta zorlanabilir.
  • İsimlendirme Güçlüğü (Anomi): Nesnelerin, kişilerin veya kavramların isimlerini hatırlamakta zorluk yaşanır. Bu durum, özellikle anomik afazide belirgindir (Chapey, 2008).
  • Okuma ve Yazma Bozuklukları: Afazili bireyler, okuduğunu anlamakta veya yazı yazmakta sorunlar yaşayabilir (Turkstra, Coelho, & Ylvisaker, 2005).

Afazinin şiddeti, beynin hasar gören bölgesine ve hasarın boyutuna bağlı olarak değişir. Bazı hastalar hafif iletişim sorunları yaşarken, bazıları ise tamamen iletişim kuramayabilir (WHO, 2001).

3- Afazi Türleri

Afazi, beynin hangi bölgesinin etkilendiğine bağlı olarak farklı türlere ayrılır:

  • Broca Afazisi: Konuşma üretiminde zorluk, kısa ve kesik cümlelerle konuşma. İşitsel anlama genellikle korunmuştur.
  • Wernicke Afazisi: Akıcı ancak anlamsız konuşma, işitsel anlama güçlüğü.
  • Global Afazi: Hem konuşma hem de anlama becerilerinde ciddi bozukluk.
  • Anomik Afazi: Kelime bulma güçlüğü, diğer dil becerileri nispeten korunmuştur (Goodglass, Kaplan, & Barresi, 2001).

4- Afazi Terapisi

Afazi tedavisi, dil ve konuşma terapistleri tarafından yürütülür. Terapi sürecinde şu adımlar izlenir:

  • Değerlendirme: Hastanın dil becerileri, Western Aphasia Battery (WAB) gibi standardize testlerle detaylı bir şekilde değerlendirilir (Kertesz, 2006).
  • Bireysel Terapi Programı: Hastanın ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş bir terapi planı hazırlanır. Bu plan, konuşma, anlama, okuma ve yazma becerilerini geliştirmeye yönelik olabilir (Chapey, 2008).
  • Dil Becerilerinin Geliştirilmesi: Terapide, hastanın günlük yaşamda iletişim kurmasını kolaylaştırmak için pratik egzersizler yapılır.
  • Apraksi ile Birlikte Görülen Durumlar: Konuşma apraksisi (konuşma hareketlerini planlama güçlüğü) varsa, öncelikle bu sorun ele alınır (Brookshire, 2015).
  • Psikolojik Destek: Afazi, hastalar ve aileleri için duygusal olarak zorlayıcı olabilir. Bu nedenle psikolojik destek de tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır (WHO, 2001).

5- Afazi ile Yaşam

Afazili bireyler, doğru terapi ve destekle dil becerilerinde önemli ilerlemeler kaydedebilir. Aile ve çevrenin desteği, hastanın motivasyonunu artırarak iyileşme sürecini hızlandırabilir. Ayrıca, alternatif iletişim yöntemleri (resimler, yazılı iletişim, teknolojik cihazlar) kullanılarak iletişim kolaylaştırılabilir (ASHA, n.d.).

Afazi, kişinin hayat kalitesini etkileyen ciddi bir durum olsa da, erken müdahale ve düzenli terapi ile önemli iyileşmeler sağlanabilir. Bu süreçte dil ve konuşma terapistleri, nörologlar ve psikologlar multidisipliner bir yaklaşımla hastaya destek olur (NIDCD, 2020).

  • APRAKSİ

1- Apraksi Nedir?

Apraksi, motor becerileri etkileyecek herhangi bir kas veya sinir zayıflığı olmaksızın, beceri gerektiren hareketlerin planlanamaması veya yapılamaması ile karakterize edilen bir motor bozukluktur. Bu durum, beynin hareketleri planlama ve organize etme yeteneğindeki bir bozulmadan kaynaklanır (ASHA, n.d.).

2- Konuşma Apraksisi Nedir?

Konuşma apraksisi, beyinden gelen mesajların konuşma kaslarına doğru şekilde iletilememesi sonucu ortaya çıkan bir motor konuşma bozukluğudur. Bu bozukluk, konuşma seslerinin doğru sıralanmasını ve üretilmesini engeller. Konuşma apraksisi, gelişimsel ve edinilmiş olmak üzere iki ana türe ayrılır:

  • Gelişimsel Konuşma Apraksisi (Çocukluk Çağı Apraksisi):
    • Çocuklarda görülür ve doğumdan itibaren gelişir.
    • Gecikmiş dil ve konuşma bozukluklarından farklıdır.
    • Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik faktörler ve cinsiyet (erkeklerde daha sık görülmesi) risk faktörleri arasındadır.
    • Otizm spektrum bozukluğu gibi nörogelişimsel bozukluklarla sıklıkla birlikte görülür (ASHA, n.d.; NIDCD, 2020).
  • Edinilmiş Konuşma Apraksisi:
    • Genellikle yetişkinlerde görülür, ancak her yaşta ortaya çıkabilir.
    • İnme, travmatik beyin hasarı, beyin tümörleri, enfeksiyonlar veya nörodejeneratif hastalıklar (örneğin, Alzheimer veya Parkinson) gibi nedenlerle oluşabilir.
    • Konuşma üretimini etkileyen kas zayıflığı (dizartri) ile karıştırılmamalıdır (Brookshire, 2015).

3- Konuşma Apraksisi Belirtileri Nelerdir?

Konuşma apraksisi olan bireylerde şu belirtiler gözlemlenebilir:

  • Oral Hissin/Algılamanın Bozulması: Konuşma organlarının (dil, dudak, çene) pozisyonunu algılamada zorluk.
  • Konuşmayı Başlatmada Zorluk: Konuşma başlangıcı yavaş veya gecikmiş olabilir.
  • Tutarsız Artikülasyon Hataları: Her konuşma denemesinde farklı hata örüntüleri görülebilir.
  • İstemli Konuşmada Zorluk: Otomatik konuşma (örneğin, selamlaşma) nispeten korunmuşken, istemli konuşmada ciddi zorluklar yaşanır.
  • Prozodi ve Akıcılık Bozuklukları: Konuşma hızı, tonlama ve ritimde bozulmalar görülür (Chapey, 2008).
  • Farkındalık: Bireyler, konuşma problemlerinin farkındadır ve bu durum genellikle hayal kırıklığına yol açar (ASHA, n.d.).

4- Konuşma Apraksisi Terapisi

Konuşma apraksisi tedavisi, dil ve konuşma terapistleri tarafından yürütülür. Terapi sürecinde şu adımlar izlenir:

  • Ayrıntılı Değerlendirme: Konuşma apraksisinin şiddeti ve özellikleri, Apraksi Testi gibi standardize testlerle değerlendirilir (Kertesz, 2006). Oral motor beceriler, artikülasyon ve konuşma akıcılığı detaylı bir şekilde incelenir.
  • Artikülatör Hareketlerin Geliştirilmesi: Terapide temel amaç, konuşmada kullanılan artikülatör organların (dil, dudak, çene) istemli kontrolünü artırmaktır. Artikülasyon doğruluğuna odaklanılır ve hedef seslerin üretimi sistematik bir şekilde çalışılır (Brookshire, 2015).
  • Kolaydan Zora Doğru Terapi Hedefleri: Terapi, basit hecelerden başlayarak karmaşık kelime ve cümlelere doğru ilerler. Otomatik konuşma görevleri (örneğin, sayı sayma, günler) kullanılarak konuşma üretimi harekete geçirilir (Chapey, 2008).
  • Çoklu Duyusal İpuçları: Görsel (ayna kullanımı), ritmik (el vurma), prozodik (tonlama) ve dokunsal (dokunarak rehberlik) ipuçları ile konuşma üretimi desteklenir (ASHA, n.d.).
  • Alternatif Destekleyici İletişim Sistemleri (ADİS): Şiddetli apraksi durumlarında, konuşma üretimi iletişim için yeterli olmayabilir. Bu durumda, resimli iletişim kartları, yazılı iletişim veya teknolojik cihazlar gibi alternatif iletişim yöntemleri kullanılır (NIDCD, 2020).

5- Apraksi ile Yaşam

Apraksi, bireylerin iletişim becerilerini önemli ölçüde etkileyebilir. Ancak, erken müdahale ve düzenli terapi ile önemli ilerlemeler kaydedilebilir. Aile ve çevrenin desteği, terapinin etkinliğini artırarak bireyin yaşam kalitesini yükseltebilir (WHO, 2001).

  • DİZARTRİ

1- Dizartri Nedir?

Dizartri, periferik veya merkezi sinir sistemindeki bir hasar nedeniyle konuşma mekanizmasının kas kontrolünün bozulması sonucu ortaya çıkan bir motor konuşma bozukluğudur. Bu bozukluk, konuşma kas sistemindeki zayıflık, koordinasyon yetersizliği veya felç gibi durumlardan kaynaklanır ve solunum, fonasyon (ses üretimi), rezonans (sesin yankılanması), artikülasyon (sesletim) ve prozodi (konuşmanın ritmi ve tonlaması) gibi konuşma özelliklerini etkiler (ASHA, n.d.; Duffy, 2013).

Dizartri, çeşitli nörolojik hastalıklarla ilişkilendirilebilir. Bunlar arasında:

  • Serebrovasküler olaylar (inme),
  • Travmatik beyin hasarları,
  • Beyin tümörleri,
  • Serebral palsi,
  • Parkinson hastalığı,
  • Amyotrofik lateral skleroz (ALS),
  • Multipl skleroz (MS),
  • Myastenia gravis,
  • Huntington hastalığı,
  • Progresif supranükleer palsi (PSP) gibi durumlar bulunur (Duffy, 2013).

Dizartri, afaziden farklıdır. Afazi bir dil bozukluğu iken, dizartri bir motor konuşma bozukluğudur. Bu nedenle, dizartri hastaları genellikle dil becerilerini korur, ancak konuşma üretiminde zorluk yaşar (Brookshire, 2015).

2- Dizartri Belirtileri Nelerdir?

Dizartri belirtileri, sinir sistemindeki hasarın türüne ve şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterir. Genel olarak şu belirtiler gözlemlenir:

  • Artikülasyon Bozuklukları: Sesletim hareketlerinin gücü, hızı, sırası, süresi ve doğruluğu etkilenir. Tutarlı artikülasyon hataları görülür (Duffy, 2013).
  • Ses Kalitesinde Bozulma: Ses kısıklığı, burundan konuşma (hipernazalite) veya zayıf ses üretimi gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
  • Solunum Sorunları: Konuşma sırasında nefes kontrolü zorlaşır, bu da konuşmanın kesintiye uğramasına neden olur.
  • Prozodi Bozuklukları: Konuşmanın ritmi, tonlaması ve vurgularında bozulmalar görülür. Monoton veya abartılı bir konuşma tarzı ortaya çıkabilir (ASHA, n.d.).
  • Ağız-Yüz Mekanizmasında Anormallikler: Yüz kaslarında zayıflık, dil ve dudak hareketlerinde yavaşlık veya koordinasyon bozukluğu gözlemlenir.
  • Konuşma Hızında Değişiklikler: Konuşma çok yavaş veya hızlı olabilir. Heceler arasında tutukluk veya patlayıcı bir konuşma tarzı görülebilir (Duffy, 2013).

3- Dizartri Türleri

Dizartri, sinir sistemindeki hasarın yerine ve türüne göre farklı türlere ayrılır:

  • Spastik Dizartri: Üst motor nöron hasarı sonucu ortaya çıkar. Kaslarda sertlik ve zayıflık görülür.
  • Flask Dizartri: Alt motor nöron hasarı sonucu oluşur. Kaslarda gevşeklik ve zayıflık vardır.
  • Ataksik Dizartri: Beyincik hasarı nedeniyle ortaya çıkar. Koordinasyon bozukluğu ve düzensiz konuşma hızı ile karakterizedir.
  • Hipokinetik Dizartri: Parkinson hastalığı gibi durumlarda görülür. Yavaş ve monoton konuşma tipiktir.
  • Hiperkinetik Dizartri: Huntington hastalığı gibi durumlarda ortaya çıkar. İstemsiz hareketler ve abartılı konuşma özellikleri görülür (Duffy, 2013).

4- Dizartri Terapisi

Dizartri tedavisi, dil ve konuşma terapistleri tarafından yürütülür. Terapi sürecinde şu adımlar izlenir:

  • Ayrıntılı Değerlendirme: Konuşma özellikleri (solunum, fonasyon, artikülasyon, prozodi) detaylı bir şekilde değerlendirilir. Frenchay Dizartri Değerlendirmesi gibi standardize testler kullanılır (Enderby, 1983).
  • Kolaylaştırıcı Teknikler: Kas gücünü artırmaya yönelik egzersizler yapılır. Konuşma için gerekli kas tonusu ve hareket aralığı geliştirilir (ASHA, n.d.).
  • Telafi Edici Teknikler: Hastanın sağlam kalan fonksiyonlarını kullanması sağlanır. Konuşma hızını yavaşlatma, hece vurgularını artırma gibi stratejiler uygulanır (Duffy, 2013).
  • Alternatif Destekleyici İletişim Sistemleri (ADİS): Şiddetli dizartri durumlarında, iletişimi kolaylaştırmak için resimli kartlar, yazılı iletişim veya teknolojik cihazlar kullanılır. Kronik veya ilerleyici hastalıklarda (örneğin, ALS), ADİS iletişim için tek yol olabilir (Brookshire, 2015).
  • Prozodi ve Ses Kalitesinin İyileştirilmesi: Tonlama, ritim ve vurgu çalışmaları yapılır. Ses terapisi ile ses kalitesi artırılır (ASHA, n.d.).

5- Dizartri ile Yaşam

Dizartri, bireylerin iletişim becerilerini önemli ölçüde etkileyebilir. Ancak, doğru terapi ve destekle konuşmanın anlaşılırlığı ve iletişim becerileri geliştirilebilir. Aile ve çevrenin desteği, hastanın motivasyonunu artırarak yaşam kalitesini yükseltebilir (WHO, 2001).

  • GECİKMİŞ DİL ve KONUŞMA

1- Gecikmiş Dil ve Konuşma Nedir?

Gecikmiş dil ve konuşma, çocuğun dil edinim sürecinin normal kabul edilen zamandan daha uzun sürmesi durumudur. Bu gecikme, daha çok ifade edici dil becerilerini (konuşma, kelime kullanımı) etkiler, ancak alıcı dil becerilerini (anlama) de etkileyebilir (World Health Organization [WHO], 2020). Gecikmiş dil ve konuşmanın nedenleri arasında genetik faktörler, işitme kaybı, nörolojik sorunlar, çevresel faktörler veya gelişimsel bozukluklar olabilir (Paul et al., 2017).

Ailelerin "nasıl olsa konuşur" veya "babası da geç konuştu" gibi tutumlar sergilemesi, sorunun göz ardı edilmesine neden olabilir. Bu durum, çocuğun gelecekteki iletişim becerilerini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, dil ve konuşma gelişiminde gecikme fark edildiğinde mutlaka bir dil ve konuşma terapistine başvurulmalıdır (ASHA, n.d.).

2- Gecikmiş Dil ve Konuşma Terapisinde Neler Yapılır?

  • Kapsamlı Değerlendirme:
    • Çocuğun dil bileşenlerini (alıcı dil, ifade edici dil, artikülasyon, fonoloji) ölçen testlerle detaylı bir değerlendirme yapılır (Paul et al., 2017).
    • Terapi planı, çocuğun ihtiyaçlarına göre özelleştirilir (Owens, 2020).
  • Oyun Terapisi ile Kombine Edilmiş Terapi:
    • Gecikmiş dil ve konuşma terapileri, çocuğun ilgisini çeken oyun aktiviteleriyle birleştirilerek uygulanır. Oyun terapisi, çocuğun dil gelişimini desteklerken aynı zamanda bilişsel, duygusal, sosyal ve ahlaki gelişimini de destekler (Tager-Flusberg & Zukowski, 2009).
  • Aile Katılımı:
    • Aileler, terapi sürecine aktif olarak dahil edilir. Evde yapılacak aktiviteler ve dil gelişimini destekleyecek stratejiler konusunda bilgilendirilir (ASHA, n.d.).
    • Ailelerin çocukla doğru iletişim kurması ve dil gelişimini destekleyici bir ortam sağlaması hedeflenir (WHO, 2020).
  • Erken Müdahale:
    • Gecikmiş dil ve konuşma sorunu erken fark edildiğinde, terapiye erken başlanması çocuğun dil becerilerini hızla geliştirebilir (Paul et al., 2017).
    • Erken müdahale, çocuğun okul döneminde yaşayabileceği iletişim sorunlarını önlemeye yardımcı olur (Owens, 2020)

3- Normal Gelişim Gösteren Çocuklarda Dil ve Konuşma Gelişim Basamakları

Dil ve konuşma gelişimi, çocukların bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimleri için kritik bir süreçtir. Bu süreç, belirli basamaklar halinde ilerler ve her çocukta benzer bir yol izler (American Speech-Language-Hearing Association [ASHA], n.d.).

      • Doğum - 12 Ay (Agulama Evresi): Bebekler, doğumdan itibaren ağlama, gülme ve agulama gibi sesler çıkararak iletişim kurmaya başlar. Bu dönemde /p/, /b/, /m/ gibi sesler üretilir ve ilk heceler (örneğin, "ba-ba", "ma-ma") ortaya çıkar (Owens, 2020). 12 aya doğru ilk kelimeler (örneğin, "anne", "baba") söylenmeye başlanır. Bu dönemde çocuklar, basit talimatları anlar ve isimlerine tepki verir (Paul, Norbury, & Gosse, 2017).
      • 12 - 18 Ay: Bu dönemde çocukların sözcük dağarcığı yaklaşık 50 kelimeye ulaşır. İstek ve ihtiyaçlarını belirtmek için mimikler yerine kelimeler kullanmaya başlarlar (ASHA, n.d.). /t/, /d/, /n/, /h/ gibi sessiz harfleri daha sık kullanırlar ve basit talimatları anlama becerileri gelişir (Tager-Flusberg & Zukowski, 2009).
      • 18 - 24 Ay: Çocuklar, çevresel sesleri taklit eder ve oyun sırasında dil becerilerini geliştirir. Bazı zamirleri (ben, sen) ve hal eklerini kullanmaya başlarlar (Owens, 2020). İki veya üç kelimeli cümleler kurarlar (örneğin, "su ver", "anne gel") ve sözcük dağarcıkları hızla artar (Paul et al., 2017).
      • 24 - 36 Ay: Bu dönemde çocuklar, kişisel gereksinimlerini sözel olarak ifade eder (örneğin, "su istiyorum"). "İsmin ne?" gibi sorulara cevap verir ve nesneleri niteliklerine göre tanır (büyük/küçük) (ASHA, n.d.). İşlevsel bağlantıları anlar (örneğin, "Ne ile yiyorsun?" sorusuna "kaşıkla" cevabı verir) ve dil becerileri daha karmaşık hale gelir (Tager-Flusberg & Zukowski, 2009).
      • 36 - 54 Ay: Çocuklar, neden-sonuç ilişkisini anlar ve 3500-5000 kelimeyi anlama ve kullanma becerisi geliştirir (Owens, 2020). Telaffuzları oldukça düzelir, geçmiş zaman ve gelecek zaman kullanırlar. Çoğul, tekil, soru ve ünlem cümleleri kurarlar (Paul et al., 2017).
      • 4,5 Yaş ve Sonrası: Bu dönemde çocuklar, sözcük dağarcığı ve dilbilgisel formları birleştirerek akıcı ve karmaşık cümleler kurar. Mükemmel konuşma becerileri gelişir (ASHA, n.d.).

Dil ve konuşma gelişimi, çocuğun bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimi için kritik öneme sahiptir. Gecikmiş dil ve konuşma sorunu, erken fark edildiğinde ve doğru terapi yöntemleri uygulandığında büyük ölçüde çözülebilir. Ailelerin bu süreçte bilinçli olması ve uzman desteği alması, çocuğun sağlıklı bir dil gelişimi süreci geçirmesini sağlar (ASHA, n.d.; WHO, 2020).

  • KEKEMELİK

1- Kekemelik Nedir?

Kekemelik, konuşmanın doğal akışının ses, hece veya tek heceli sözcük tekrarları, uzatmalar ve bloklar gibi akıcılığı bozan kesintilerle gözlenmesi durumudur. Bu kesintilere genellikle yoğun kaygı eşlik edebilir (ASHA, 2023). Ayrıca yüzde gerilmeler, dudak titremesi, göz kırpma gibi ikincil davranışlar da görülebilir (Guitar, 2013). Kekemelik, nedenleri tam olarak bilinmeyen ancak yönetilebilen bir iletişim bozukluğudur.

2- Kekemeliğin Türleri

-Gelişimsel Kekemelik:

  • En yaygın türdür ve genellikle dil gelişiminin hızlandığı 2-5 yaş aralığında ortaya çıkar (Yairi & Ambrose, 2013).
  • Vakaların %80'i ergenlik dönemine kadar kendiliğinden düzelirken, %20'sinde kronikleşebilir (ASHA, 2023).
  • Cinsiyet farkı belirgindir: Erkeklerde kızlara oranla 3-4 kat daha sık görülür (Craig & Tran, 2014).

-Edinilmiş Kekemelik:

  • Beyin hasarı (inme, travma), nörodejeneratif hastalıklar veya psikojenik faktörlerle ilişkilidir (Theys et al., 2013).
  • Yetişkinlerde ani başlangıçlı kekemelik, nörolojik değerlendirme gerektirir (Lundgren et al., 2010).

3- Kekemelik Belirtileri

-Konuşma Belirtileri:

  • Ses/hece tekrarları ("B-b-baba"), uzatmalar ("Sssssu"), bloklar (sessiz duraklamalar) (Bloodstein & Ratner, 2008).
  • Sözcük başında zorlanma veya bir sonraki kelimeye geçmede güçlük (Guitar, 2013).

-Fiziksel Belirtiler:

  • Dudakların veya çenenin titremesi, yüz kaslarında gerilme (Alm, 2014).
  • Göz kırpma, baş hareketleri gibi ikincil davranışlar (Iverach et al., 2009).

-Duygusal ve Sosyal Belirtiler:

  • Konuşma kaygısı, sosyal ortamlardan kaçınma (Iverach et al., 2009).
  • Stres, heyecan veya zaman baskısı durumunda belirtilerin şiddetlenmesi (Alm, 2014).

4- Kekemelikle Nasıl Yönetilir?

-Terapi Yaklaşımları:

  • Akıcılık Şekillendirme:Nefes kontrolü, yavaş konuşma ve ritmik konuşma teknikleri öğretilir (Guitar, 2013).
  • Duyarsızlaştırma:Kaygıyı azaltmak için bilişsel-davranışçı terapi (BDT) uygulanır (Menzies et al., 2008).
  • Aile Eğitimi:Ailelere, çocuğun konuşmasını sabırla dinleme ve destekleme yöntemleri öğretilir (Langevin & Packman, 2001).

-Evde Yapılabilecekler:

  • Çocuğunuzun konuşmasını düzeltmeyin, sabırla dinleyin (Stuttering Foundation, 2022).
  • Aceleci konuşmalardan kaçının ve sakin bir iletişim ortamı yaratın (NHS, 2021).
  • Oyunlarla konuşma pratiği yapın (şarkı söyleme, koro halinde okuma gibi) (Onslow et al., 2003).

-Okul ve Sosyal Çevre:

  • Öğretmenlerle iş birliği yaparak çocuğun sınıf içinde desteklenmesini sağlayın (Stuttering Foundation, 2022).
  • Akran zorbalığına karşı önlemler alın ve farkındalık oluşturun (Iverach et al., 2009).

5- Ne Zaman Profesyonel Destek Almalı?

  • Kekemelik 6 aydan uzun sürerse (ASHA, 2023),
  • Çocuğunuz konuşmaktan kaçınmaya başlarsa (NHS, 2021),
  • Kaygı belirtileri (uyku sorunları, okula gitmek istememe) gösterirse (Iverach et al., 2009),
  • Ailede kekemelik öyküsü varsa (Yairi & Ambrose, 2013)
  • KONUŞMA SESİ BOZUKLARI

1- Konuşma Sesi Bozuklukları Nedir?

Konuşma sesi bozuklukları, çocukların konuşma seslerini üretme (artikülasyon) ve ses örüntülerini kullanma (fonolojik işlemler) sürecinde ortaya çıkan hatalarla karakterizedir. Bu hatalar, gelişimsel sürecin bir parçası olarak normal kabul edilse de, çocuk büyüdükçe bu hataların azalması ve anlaşılır bir konuşmanın ortaya çıkması beklenir. Ancak bazı durumlarda, bu hatalar devam eder ve konuşma sesi bozuklukları olarak adlandırılır. Bu bozukluklar, çocuğun iletişim becerilerini, sosyal etkileşimlerini ve akademik başarısını olumsuz etkileyebilir.

2- Artikülasyon Bozuklukları

Artikülasyon bozukluğu, konuşma seslerinin motor üretimiyle ilgili problemleri ifade eder. Bu bozukluk, konuşmaya yardımcı organlarda (dil, dudak, çene gibi) herhangi bir yapısal bozukluk olmaksızın ortaya çıkar. Artikülasyon bozukluğu olan çocuklar, belirli sesleri doğru bir şekilde üretemezler. Bu durumda sesler değiştirilir, yerlerine başka sesler konur veya tamamen atılır. Örneğin:

  • /r/ sesi yerine /l/ veya /y/ sesi kullanma: "arı" yerine "ayı", "fare" yerine "faye" gibi.
  • Seslerin atılması: "kitap" yerine "kip" gibi.

Artikülasyon bozuklukları, çocuğun konuşmasının anlaşılırlığını azaltır ve iletişim sorunlarına yol açabilir (Owens, 2016; Paul & Roth, 2011).

3- Fonolojik Bozukluklar

Fonolojik bozukluk, çocuğun ses örüntülerini öğrenme ve kullanma sürecindeki problemleri ifade eder. Bu bozukluğa sahip çocuklar, hedef sesleri doğru üretebilseler bile, bu sesleri uygun bağlamlarda kullanmakta zorlanırlar. Fonolojik bozukluklarda görülen hatalar şunlardır:

  • Seslerin yer değiştirmesi: "köpek" yerine "töpek" gibi.
  • Seslerin düşürülmesi: "kapı" yerine "apı" gibi.
  • Ses öbeklerinin karıştırılması: "kitap" yerine "kipat" gibi.

Fonolojik bozukluklarda hatalar tutarsızdır; bir sözcükte doğru üretilen bir ses, başka bir sözcükte hatalı üretilebilir (Bates et al., 2002; Karmiloff & Karmiloff-Smith, 2001).

4- Konuşma Sesi Bozukluklarının Nedenleri

Konuşma sesi bozuklukları, çeşitli faktörlere bağlı olarak ortaya çıkabilir:

  • Gelişimsel faktörler: Çocuğun dil ve konuşma gelişimindeki gecikmeler.
  • Yapısal faktörler: Dudak, dil, damak gibi konuşma organlarındaki anatomik bozukluklar.
  • Nörolojik faktörler: Sinir sistemiyle ilgili problemler.
  • Çevresel faktörler: Dilsel uyaranların yetersizliği veya yanlış modelleme (Hoff, 2013; Rescorla, 2009).

5- Erken Müdahalenin Önemi

Konuşma sesi bozuklukları, çocuğun okul başarısını, sosyal ilişkilerini ve özgüvenini etkileyebilir. Bu nedenle, erken müdahale büyük önem taşır. Bazı aileler, bu sorunun kendiliğinden düzeleceğini düşünerek müdahaleyi geciktirebilmektedir. Ancak, konuşma sesi bozuklukları her zaman kendiliğinden düzelmez ve zamanında müdahale edilmezse kalıcı hale gelebilir (ASHA, 2021; Berk, 2013).

6- Biz Neler Yapıyoruz?

Konuşma sesi bozukluklarının değerlendirilmesi ve terapisi, kapsamlı bir yaklaşım gerektirir. Bu süreçte şu adımlar izlenir:

-Kapsamlı Değerlendirme:

  • Çocuğun dil bileşenlerini ölçen formal ve informal testler kullanılır.
  • Oral motor değerlendirme ile konuşmaya etki edebilecek yapısal bozukluklar belirlenir (Paul & Roth, 2011).

-Terapi Planlaması:

  • Çocuğun üretemediği veya yanlış ürettiği sesler belirlenir.
  • Hedef sesler, çocuğun gelişimsel durumu, işlevsellik, uyarılabilirlik ve anlaşılırlık gibi faktörler dikkate alınarak seçilir (Owens, 2016).

-Terapi Uygulamaları:

  • Artikülasyon terapisi: Hedef seslerin doğru üretimi üzerine odaklanılır.
  • Fonolojik terapi: Ses örüntülerinin doğru kullanımı üzerine çalışılır.
  • Oyun temelli aktiviteler: Çocuğun ilgisini çeken oyunlar ve materyaller kullanılarak terapi süreci eğlenceli hale getirilir (Karmiloff & Karmiloff-Smith, 2001).

-Aile Katılımı:

  • Aileye, çocuğun terapi sürecini desteklemek için evde uygulanabilecek stratejiler öğretilir.
  • Düzenli geri bildirimlerle ailenin sürece aktif katılımı sağlanır (ASHA, 2021).
  • SES BOZUKLUKLARI

1- Ses Bozuklukları Nelerdir?

Ses bozuklukları, bireyin yaşına, cinsiyetine ve sosyal durumuna uygun olmayan, dikkati üzerine çeken anormal ses kalitesi olarak tanımlanabilir (Aronson & Bless, 2009). Bu tür sesler, konuşmacının iletişim ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalır ve genellikle istemsiz bir şekilde dikkat çeker (Colton, Casper, & Leonard, 2011). Ses bozuklukları, temel olarak üç ana kategoride incelenebilir: anormal perdeanormal gürlük ve anormal esneklik (Boone et al., 2014).

  • Anormal Perde: Sesin normalden daha tiz veya daha pes olması durumudur. Bu, bireyin yaşına ve cinsiyetine uygun olmayan bir ses perdesiyle konuşmasına neden olabilir (Stemple, Roy, & Klaben, 2014).
  • Anormal Gürlük: Sesin normalden daha zayıf veya daha gür çıkmasıdır. Bu durum, iletişim sırasında sesin yeterince duyulmamasına veya aşırı yüksek olmasına yol açabilir (Mathieson, 2001).
  • Anormal Esneklik: Konuşma sırasında sesin perde, gürlük ve kalite açısından yeterli bir yelpazeye sahip olmamasıdır. Bu, monoton bir ses tonuyla konuşmaya neden olabilir (Titze, 1994).

2- Ses Bozukluklarının Çeşitleri

Ses bozuklukları, farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bu nedenler, yapısal, nörolojik, rezonansla ilgili veya psikojenik olabilir. Ses bozukluklarını temel olarak şu şekilde sınıflandırabiliriz (Roy et al., 2013):

-Yapısal Kaynaklı Ses Bozuklukları: Ses tellerindeki yapısal bozukluklar, ses bozukluklarına neden olabilir. Örneğin:

    • Nodül: Ses tellerinde oluşan küçük şişlikler (Stemple et al., 2014).
    • Polip: Ses tellerinde oluşan iyi huylu kitleler (Colton et al., 2011).
    • Reinke Ödemi: Ses tellerinde sıvı birikmesi sonucu oluşan şişlik (Aronson & Bless, 2009).

-Rezonansa Bağlı Ses Bozuklukları: Ses tellerinde yapısal bir bozukluk olmaksızın, hava yolundaki anomaliler ses bozukluklarına yol açabilir. Örneğin:

  • Dudak Damak Yarıklığı: Konuşma sırasında hava kaçışına neden olarak ses kalitesini bozar (Boone et al., 2014).

-Nörolojik Ses Bozuklukları: Nörolojik problemler, ses üretimini etkileyebilir. Örneğin:

    • Ataksik Disfoni: Beyincik hasarına bağlı olarak ortaya çıkan düzensiz ses üretimi (Stemple et al., 2014).
    • Fonasyon Apraksisi: Ses tellerini kontrol etmede yaşanan zorluk (Colton et al., 2011).
    • Yabancı Aksan Sendromu: Nörolojik bir hasar sonucu konuşmanın farklı bir aksanla çıkması (Mathieson, 2001).

-Psikojen ve Davranışsal Ses Bozuklukları: Psikolojik faktörler veya sesin yanlış kullanımı, ses bozukluklarına neden olabilir. Örneğin:

  • Psikojen Disfoni: Stres veya psikolojik travma sonucu ortaya çıkan ses bozukluğu (Roy et al., 2013).
  • Sesin Kötüye Kullanımı: Sesin aşırı kullanımı veya yanlış tekniklerle kullanılması (Verdolini & Ramig, 2001).

3- Biz Neler Yapıyoruz?

Ses bozukluklarının önlenmesi, değerlendirilmesi ve rehabilitasyonu için kapsamlı bir yaklaşım sunuyoruz. Bu süreçte şu adımları izliyoruz (ASHA, 2020):

    • Ses Bozukluklarının Önlenmesi: Ses bozukluklarının oluşmasını engellemek için koruyucu önlemler alıyoruz. Bu, özellikle sesini profesyonel olarak kullanan bireyler (öğretmenler, şarkıcılar, çağrı merkezi çalışanları vb.) için büyük önem taşır (Verdolini & Ramig, 2001).
    • Detaylı Değerlendirme: Var olan ses bozukluklarını hem sübjektif (hasta şikayetleri) hem de objektif (akustik analiz, laringoskopi gibi yöntemler) olarak değerlendiriyoruz. Bu değerlendirme, ses bozukluğunun nedenlerini anlamak ve uygun tedavi planını oluşturmak için kritik öneme sahiptir (Roy et al., 2013).
    • Rehabilitasyon ve Terapi Planlaması: Ses bozukluğunun nedenlerine, bireyin mesleğine, ses kullanım alışkanlıklarına ve beslenme düzenine göre kişiye özel bir terapi planı hazırlıyoruz. Bu plan, sesin perde, gürlük ve esneklik açısından iyileştirilmesini hedefler (Stemple et al., 2014).
    • Bilimsel Yaklaşım: Ses bozukluklarının tedavisinde bilimsel yöntemler kullanıyoruz. Bu hem tedavinin etkinliğini artırır hem de bireyin uzun vadede sağlıklı bir ses kullanımı sağlamasına yardımcı olur (Titze, 1994).
  • KAYNAKÇA
    1. American Speech-Language-Hearing Association. (n.d.). Aphasia. https://www.asha.org

    2. National Institute on Deafness and Other Communication Disorders. (2020). Aphasia. https://www.nidcd.nih.gov

    3. Goodglass, H., Kaplan, E., & Barresi, B. (2001). The assessment of aphasia and related disorders (3rd ed.). Lippincott Williams & Wilkins.

    4. Brookshire, R. H. (2015). Introduction to neurogenic communication disorders (8th ed.). Mosby.

    5. Chapey, R. (2008). Language intervention strategies in aphasia and related neurogenic communication disorders (5th ed.). Lippincott Williams & Wilkins.

    6. World Health Organization. (2001). International classification of functioning, disability and health (ICF). https://www.who.int

    7. Kertesz, A. (2006). The Western Aphasia Battery-Revised (WAB-R). Pearson Education.

    8. Turkstra, L. S., Coelho, C., & Ylvisaker, M. (2005). The use of standardized tests for individuals with cognitive-communication disorders. Seminars in Speech and Language, 26(4), 215-222. https://doi.org/10.1055/s-2005-922103

    9. American Speech-Language-Hearing Association. (n.d.). Childhood apraxia of speech. https://www.asha.org

    10. National Institute on Deafness and Other Communication Disorders. (2020). Apraxia of speech. https://www.nidcd.nih.gov

    11. Brookshire, R. H. (2015). Introduction to neurogenic communication disorders (8th ed.). Mosby.

    12. Chapey, R. (2008). Language intervention strategies in aphasia and related neurogenic communication disorders (5th ed.). Lippincott Williams & Wilkins.

    13. Kertesz, A. (2006). The Western Aphasia Battery-Revised (WAB-R). Pearson Education.

    14. World Health Organization. (2001). International classification of functioning, disability and health (ICF). https://www.who.int

    15. American Speech-Language-Hearing Association. (n.d.). Dysarthria. https://www.asha.org

    16. Duffy, J. R. (2013). Motor speech disorders: Substrates, differential diagnosis, and management (3rd ed.). Elsevier.

    17. Brookshire, R. H. (2015). Introduction to neurogenic communication disorders (8th ed.). Mosby.

    18. Enderby, P. (1983). Frenchay Dysarthria Assessment. College-Hill Press.

    19. World Health Organization. (2001). International classification of functioning, disability and health (ICF). https://www.who.int

    20. American Speech-Language-Hearing Association. (n.d.). Speech and language developmental milestones. https://www.asha.org/public/speech/development/chart/

    21. Owens, R. E. (2020). Language development: An introduction (10th ed.). Pearson.

    22. Paul, R., Norbury, C., & Gosse, C. (2017). Language disorders from infancy through adolescence: Listening, speaking, reading, writing, and communicating (5th ed.). Elsevier.

    23. Tager-Flusberg, H., & Zukowski, A. (2009). Language development. In M. Bornstein & M. Lamb (Eds.), Developmental science: An advanced textbook (6th ed., pp. 347-386). Psychology Press.

    24. World Health Organization. (2020). Developmental difficulties in early childhood: Prevention, early identification, assessment, and intervention in low- and middle-income countries. https://www.who.int/publications/i/item/9789240002098

    25. Alm, P. A. (2014). Stuttering in relation to anxiety, temperament, and personality: Review and analysis with focus on causality. Journal of Fluency Disorders, 40, 5-21. https://doi.org/10.1016/j.jfludis.2014.01.001

    26. American Speech-Language-Hearing Association. (2023). Stuttering. https://www.asha.org

    27. Bloodstein, O., & Ratner, N. B. (2008). A handbook on stuttering. Thomson Delmar Learning.

    28. Craig, A., & Tran, Y. (2014). Trait and social anxiety in adults with chronic stuttering: Conclusions following meta-analysis. Journal of Fluency Disorders, 40, 35-43. https://doi.org/10.1016/j.jfludis.2014.01.002

    29. Guitar, B. (2013). Stuttering: An integrated approach to its nature and treatment. Lippincott Williams & Wilkins.

    30. Iverach, L., Jones, M., O’Brian, S., Block, S., Lincoln, M., Harrison, E., Hewat, S., Menzies, R. G., Packman, A., & Onslow, M. (2009). The relationship between mental health disorders and treatment outcomes among adults who stutter. Journal of Fluency Disorders, 34(1), 29-43. https://doi.org/10.1016/j.jfludis.2008.12.003

    31. Langevin, M., & Packman, A. (2001). The impact of stuttering on adults who stutter and their partners. Journal of Fluency Disorders, 26(3), 179-206. https://doi.org/10.1016/S0094-730X(01)00098-6

    32. Menzies, R. G., Onslow, M., Packman, A., & O’Brian, S. (2008). Cognitive behavior therapy for adults who stutter: A tutorial for speech-language pathologists. Journal of Fluency Disorders, 34(3), 187-200. https://doi.org/10.1016/j.jfludis.2008.09.002

    33. National Health Service. (2021). Stuttering in children: Advice for parents. https://www.nhs.uk/conditions/stuttering/

    34. Onslow, M., Packman, A., & Harrison, E. (2003). The Lidcombe Program of early stuttering intervention: A clinician’s guide. Pro-Ed.

    35. Stuttering Foundation. (2022). Tips for talking with your child. https://www.stutteringhelp.org

    36. Theys, C., van Wieringen, A., & De Nil, L. F. (2013). A clinician survey of speech and non-speech characteristics of neurogenic stuttering. Journal of Fluency Disorders, 38(4), 342-352. https://doi.org/10.1016/j.jfludis.2013.09.001

    37. Yairi, E., & Ambrose, N. (2013). Epidemiology of stuttering: 21st century advances. Journal of Fluency Disorders, 38(2), 66-87. https://doi.org/10.1016/j.jfludis.2012.11.002

    38. Bates, E., Thal, D., Finlay, B. L., & Clancy, B. (2002). Early language development and its neural correlates. Handbook of Neuropsychology, 8, 69-110.

    39. Bloom, P. (2000). How children learn the meanings of words. MIT Press.

    40. Hoff, E. (2013). Language development. Wadsworth, Cengage Learning.

    41. Karmiloff, K., & Karmiloff-Smith, A. (2001). Pathways to language: From fetus to adolescent. Harvard University Press.

    42. Owens, R. E. (2016). Language development: An introduction (9th ed.). Pearson.

    43. Rescorla, L. (2009). Age 17 language and reading outcomes in late-talking toddlers: Support for a dimensional perspective on language delay. Journal of Speech, Language, and Hearing Research, 52(1), 16-30. https://doi.org/10.1044/1092-4388(2008/07-0171)

    44. Vygotsky, L. S. (1978). Mind in society: The development of higher psychological processes. Harvard University Press.

    45. American Speech-Language-Hearing Association. (2021). Prelinguistic communication: Developmental stages and milestones. https://www.asha.org

    46. Paul, R., & Roth, F. P. (2011). Language disorders from infancy through adolescence: Listening, speaking, reading, writing, and communicating. Elsevier Health Sciences.

    47. Berk, L. E. (2013). Child development (9th ed.). Pearson Education.

    48. Santrock, J. W. (2018). Child development (15th ed.). McGraw-Hill Education.

    49. World Health Organization. (2006). Child growth standards: Methods and development. WHO Press.

    50. American Academy of Pediatrics. (2021). Caring for your baby and young child: Birth to age 5. Bantam Books.

    51. Aronson, A. E., & Bless, D. M. (2009). Clinical voice disorders. Thieme.

    52. Boone, D. R., McFarlane, S. C., Von Berg, S. L., & Zraick, R. I. (2014). The voice and voice therapy. Pearson.

    53. Colton, R. H., Casper, J. K., & Leonard, R. (2011). Understanding voice problems: A physiological perspective for diagnosis and treatment. Lippincott Williams & Wilkins.

    54. Stemple, J. C., Roy, N., & Klaben, B. K. (2014). Clinical voice pathology: Theory and management. Plural Publishing.

    55. Mathieson, L. (2001). Greene and Mathieson's the voice and its disorders. Whurr Publishers.

    56. Roy, N., Barkmeier-Kraemer, J., Eadie, T., Sivasankar, M. P., Mehta, D., Paul, D., & Hillman, R. (2013). Evidence-based clinical voice assessment: A systematic review. American Journal of Speech-Language Pathology, 22(2), 212-226. https://doi.org/10.1044/1058-0360(2012/12-0014)

    57. Verdolini, K., & Ramig, L. O. (2001). Review: Occupational risks for voice problems. Logopedics Phoniatrics Vocology, 26(1), 37-46. https://doi.org/10.1080/140154301300109125

    58. Titze, I. R. (1994). Principles of voice production. Prentice Hall.

    59. American Speech-Language-Hearing Association. (2020). Voice disorders. https://www.asha.org

 


Bize Whatsapptan Yazın
Bizi Arayın
Bizi Takip Edin